gülümsemeyi severim

kutlu olsun çalışan yıldönümüm...

yaşanılan her günü kutlamaya değer bulurum ben..nefes alabildiğim, yürüyebildiğim, sahip olduklarım için elimde olsa her günü partiler ile kutlarım. ancak bazı günlerin diğerlerinden daha farklı bir kutlanılırlığı var.yıldönümüleri gibi..

bugün benim bu işyerimdeki 1. yılım...Bir yıl önce 17 Ocak ta başladım medikal sektör çalışanı olmaya, özel bir şirkette çalışmaya, patronlar ile aynı yönetim katında yaşamaya.İş yerim evimin hemen arka binası ,koşarak ikibuçuk dakika da ofisteyim. kırmızı bir halı var binanın girişinde sanki her gün sahneye çıkar gibi hisettiriyor bana, minik bahçede ise sadece tek bir salıncak kırmızı,sarı,mavi çubukların birleşiminden oluşan işyeri ciddiyeti ile sanki dalga geçen...






Nasıl geçti bu bir yıl? Alışarak,çalışarak,alışmaya çalışarak ve bir yıl erken emekliliğin ardından çalışmaya alışarak.. Ve bugün, artık resmi olarak ücretli izin hakkımı kazandığım gündür, o yüzden çok kutlu olsun. Mutlu muyum,emin değilim, ki zaten benim emin olmam zor bir süreçtir, ancak umutluyum..


Ben herkes mutlu olsun isterim;

Öptüm,bye...

günahım çıkar mı?

elindekilerinin kıymetini gerçekten bitince mi anlıyor insanoğlu? bu aralar sık sık,uzun uzun düşünürken buluyorum kendimi. düşünmemek için hep televizyonum açık, bir ses olsun karşımda diye..

ilk erkek arkadaşım,ben yirmibir, o yirmidört yaşındaydı.Üniversite üçüncü sınıftaydık ve sadece şaşkındık. geçen gün bir arkadaşımla konuşurken sevmesini sevdim onun, terk edip giden kızın arkasından. korumasını,benim derken olan o çocuksu bencilliğini..nereden tanıdık geldi diye düşünürken hatırladım seni.unuttuğumdan değil tabiki,sadece araya zaman girdi. biliyorum sen şimdi nişanlsın,haberlerini alıyorum, arkadaşlarımızdan..yazı giderek bir kayahan şarkısına dönmeye çalışşsa da, çok mutluyum senin adına.. biz olamadık beraber ancak en azından kahramanlardan biri mutlu olmalı sonsuza dek..hepimize yetecek kadar mutluluk varken,önce sen ol mutlu coco..




teşekkür ederim, benim tüm bencilliğim ve şımarıklığım ile harcamama rağmen gösterdiğin için içten sevgini. yaptığın süprizler aklıma gelince  dört yıl aslında bir romantik komedi filminde başrol oyuncusuymuşum. Arabamı lastiklerini yerden kesecek kadar çok bağladıığın uçan balonlar,bana yaptığım süpriz partiler,babaannenin bile doğum günü kızı şapkası takması ile, yaptırdığn pastalar, kuaförün önünde beklemen,kışın gelip beni alman, okula beraber gitmemiz ki okul senin evinin karşısıydı, bacağım kırıkken bile evde durmak istememem ile bir katı dört saatte dolaşsakta yine de gezdiğimizi alışveriş merkezleri,benim bir ay geç farketmem ile meşhur olan bilboard, hep o alışveriş yaptığım butikten verdiğin siparişler,kendin kadar önemli bulduğun için beni,ne fazla ne eksik beni de düşündüğüm için teşekkür ederim..

umarım çok mutlu olursun ve umarım beni afetmişsisndir,bende özlediğim sevgi ile karşılaşırım  biran önce,sen açtığın kapıdan geçerim..

bu arada düğününe çağırırsan gerçekten gelebilirim,senin mutluğuna şahit olmaya, tebrik etmeye..siyah giymem,şampanya patlatmam,şahit olur giderim sadece.. ve sen bilirsin benim bunu çok içten dediğimi..

eğer okuyorsan,afettim yazar mısın lütfen? varsa ahın alır mısın?

ben herkes mutlu olsun isterim,

öptüm,bye

not:28 yaş krizi gibi bir şey yaşıyor olabilirim, o yüzden bu aralar düşünceler ile ilgili tüm yazılar, yoksa çok çılgın partiler var yazılacak,düşünmeyi bıraktığım zaman yazacağım,yayınlayacağım.. kısa kısa yeni bir yerde yazıyorum.ankara events ve ve daha fazlası