gülümsemeyi severim

değişim mi, gelişim mi , yoksa sadece bahar mı?

aslında herşey hayal etmemle başladı. belki de doğruydu babamın dediği, herkes bir armağan ile doğar, senin ki hayal gücün demişti. bana düşündüklerim hep herkesin aklına gelebilecek  sıradan şeyler gibi gelir, ama  yine de söylediğim zaman duyduğum şaşkınlık  nidaları sevindirir beni..

telefonum hep çalar benim, kız arkadaşına hediye almak için yardım isteyenlerden, romantik evlililk teklifi yapmam lazımcılara, cenazeye giderken ne giyilirden, hangi durumda hangi çiçek gönderilirciler.. hep ararlar, o anda kimseye söylemediğim hatta hiç düşünmediğim bir fikir gelir konar kulağıma, nefes nefese tanıtır kendini.. bu bazen çiçek yerine kendisini afetmesi için kız arkadaşına mini ayıcıklardan oluşan bir buket olur, bazen bir doğumgünü organziasyonun süpriz pastası..

ben hayattan beklentileri olan bir insanım. aman beklentin olmasın, hayal kırıklığın büyük diyenlere inat beklentilerim, umutlarım, hayallerim cebimde yeni bir viraj alıyorum iş hayatımda.




seyahat organizasyonlarını, telaffuzu zor medikal terimleri,  evimin arka binasında olan işyerimi, her sabah bana podyumda yürür gibi hisettiren üç dakikalık kaldırımı, iş yerimin bahçesinde beni her gün karşılayan kırmızı salıncağı, çok sevdiğim ve hepsinden ayrı ayrı ve ekip olarak çok şey öğrendiğim canım ofis arkadaşlarımı,bırakıp gidiyorum ben.. onlar da destekliyor beni, biraz gözler doluyor, fonda hep bir şebmen ferah "hoşçakal" çalıyor ama şarkıda ki gibi "ben bir kısrak gibi ,gelmişim dünyaya, şahlanıp koşmak içimde var..." resmi olarak ayrılmama biraz daha var, işyerim ile ilgili öğrendiklerim postu sonraki günlerde yayınlanmak üzere yazılamaya başladı bile...

hayallerimin peşimden koşuyorum, açıkçası ben keşfedildim transfer oluyorum. sende yetenek var gel işleyelim dediler. içimde okula yeniden başlar gibi bir heyecan ile, araştırmaya, öğrenmeye,düşünmeye gidiyorum. yeni patronlarımın dediği gibi tek sınırın hayal gücü olduğu yere gidiyorum, otuzikidiş hariklar dünyasına, tavşanın peşine..




bir ankara bloğu tanımı birazcık ihmal etmeninin verdiği suçluluk ile ankara'da neler neler oluyor,nasıl güzel şeyler oluyor  dedirten bir etkinilik ile karşınızdayım..

farklı bir cuma gecesi olacak.. gelecek ile ilgili kararların alındğı, güleryüzlü insanların ışık olduğu, deneyimlerin aktarıldığı,projelerin kapıyı çaldığı. İstanbul etkiniliklerini beğenerek, hadi Ankara'ya gelsin diyerek izledğim "Fütüristler Derneği Ankara Şubesi" açıldı. "Ankara Shuffle" var bu cuma günü, geleceği planlamanın elimizde olduğunu göstermek için, olursa kısmet olmazsa kader demeyeceğimiz gelecek için, yaşanmış örnekler ile geliyorlar, yol gösteriyorlar.

ayrıntılı bilgiler için tarih program detay

peki nedir bu "fütürizm" derseniz? yeni bir pazarlama ağı  mu, saadet zincirmi diye sorarsınız, profesyonel mini bilgi;

"İş ve yaşam için olumlu gelecek tasarımına fütürizm ve bu tür bakış açısını benimseyenlere fütürist deniyor. (Future: İngilizce'de 'gelecek') Olumsuzluğa zaten herkes bakıyor. Biz fütürizmi olumlu gelecek tasarımı olarak kabul edip hayata bu şekilde bakıyoruz ve bunun da çoğalmasını istiyoruz. Gelecek algısı şu anda olumsuz. İnsanlarda büyük bir kaygı ve negatif hissiyat var. Oysa bu gelecek algısı değişebilir. şimdiye kadar, geleceği erken okuyan, geleceği tahmin edip, buna göre pozisyon alanlar mutlu, başarılı olur, deniyordu. Bu tarifte biz geleceğin karşısında edilgen bir konumdaymışız gibi bir algı vardı; oysa fütüristler geleceğe katlanmak zorunda olmadıklarını, geleceği tasarlayabileceklerini söylüyorlar. Eskiden bilgiye sahip olan, güce ve başarıya da sahip oluyordu, bugün bilgi herkes için çok kolay ulaşılabilir durumda. şimdi sibernasyon (Üretimde karar veren bilgisayarlı sistemlerin kullanılması) çağına girdik diyoruz ve burada yeni yaklaşımlar, yeni platformlar gerekiyor. O da uzgörüyle geleceği tasarlamaktır. Yani bilgiyi, insanlık için, evren için en iyi nasıl kullanabiliriz kısmına geçtik. En çoktan en iyiye, diye bir insanlık mottosu var artık. Çok para kazanmayı, çok yemeyi, çok giyinmeyi çözdük, bunları yapabilir hale geldik, ama mutlu değiliz; herkes bunalımda. Herkes bir arayış içinde ve bunun bizi iyi bir yere götürmeyeceğini görüyoruz. Hepimiz için en iyiyi keşfetme, yani çokluktan en iyiye geçme, bilgiyi nasıl kullanacağımızı bulma dönemindeyiz. Fütürizm bu dönemin en faydalı bakış açılarından biri olarak kendini ifade etmeye başladı."
İlginizi çektiyse, bu paneli kaçırmak istemezseniz, hep beraber gidelim bizde tanışalım derseniz, bana haber verin , hep beraber gidelim ya da gelin orada tanışalım, Ankara' nın ilgisini gösterelim..

Ben herkes mutlu olsun isterim;

Öptüm,bye...

 


mış gibi yap , belki olur gerçekten..

küçükken okunan ilk kitap özeldir.. özellikle benim gibi tek çocuksan, kitapların en iyi arkadaş olduğunu bilirsin, hiç gitmediğini seni hep bıraktığın yerde beklediğini..

çocuk kitaplarını okumayı hala severim, tekrar popüler olmasından çok öncedir küçük prensin başucum kitaplığında yerini alması..

dün işyerimde çalışırken,aslında pek eğlenceli olmayan, yapılması gereken zorunluluklardan birisini yerine getirirken, neşem yerinde ,gülümseyerek yapmaya başladım, keyiflice..önce bir iş arkadaşım geldi sen ne yapıyorsun diye, sonra teklif etmeden yardım etmeye başladı. o gitti, başka biri geldi," tek başına olmaz bu iş ,ben de yapıvereyim" dedi..




aklıma geldi tom sawyer'ın maceraları kitabı.. hani tom yaramazlık yapmıştı ve ailesi ona en yakın arkadaşı huckleberry finn ile balığa gitmesine izin vermek yerine, çiti boyama cezası vermişti. tom ise bu cezayı farklı yollardan arkadaşları ile paylaşmış, hatta onlara yaptırmıştı. peki, neydi ikna yolu? sadece aldığı cezayı eğlenceli bir iş gibi göstermek, başkalarının istemesini sağlamak.. evren ve enerji konularının önemli alt başlıklarından olan -mış gibi yapmak..

ne yaparsak yapalım, eğlenerek yapalım, eğlenceli değilse bile, eğlenceliymişcesine..

belki bir yardım gelir, gelmezse bile eğlenceyi biz fark ederiz belki de...

hayat, bu aralar çok güzel... bazen bahar erken gelir ya, benim baharım erken geldi. kafamda projeler, karşımda yenilikler, cebimde umutlar ile devam ediyorum..

ben herkes mutlu olsun isterim;

öptüm,bye...

ister pozitif enerji de, ister evrene mesaj gönderdim, ne isim takarsan tak yeterk ki inanmaya devam et, istemeye, hayal kurmaya..

kimseyi dinleme, inanmıyorlarsa vazgeçirmeye çalışıyorlarsa anlatma, ikna etmeye çalışma...

kendi dünyanı kendin yarat, içinde mutlu ol, dışarıya bakma...

ben çok mutluyum, sen de çok mutlu ol..

istediğim bri mozaikti benim, aynı anda birleşmesi biraz zor olan parçalardan. hem şundan hem bundan biraz da ondan olsun dediğim.. hani bir ev olsun duvarları olmasın ama sınırları belli olsun istedim, içinde herşey olsun,eksiği olmasın, fazlası olsun, benim hayalimde ki olsun ama fazladan bir şeyler daha olsun süprizli olsun dedim, diledim ,bekledim, oldu...





kim okuyorsa bu yazıyı varsa peşini bırakmadığı, her an aklında olan tutkusu,hayali, dileğin olsun ışık hızı ile ...

ben herkes mutlu olsun isterim;

öptüm, bye...