gülümsemeyi severim

karmam karıstı..

bugünler biraz zor geçiyor günler. planlarımın hepsi domino taşı gibi arka arkaya yıkılıyor bana yeni planlar kurmak kalıyor.. bazı köprüler çok zayıflıyor, güçlendirmek için çok çaba gerekiyor...
az daha mı iyidir? sadece 100 parça özel eşya ile de hayat yaşanabilir mi? mutluluğun formülü daha az eşya mıdır? daha az bağlılık mıdır? sanki masallarda ki gibi bir kötü cadı var başımın  üstünde çirkin kahkahasıyla dolaşıyor ve serpiyor tozları daha mutsuz ol diye...

kendi kendime geçecek diyorum, inanmaya çalışıyorum.. twitter da okudum, güçlü insan mutlu insandır diye hiç katılmadım, çünkü o zaman en mutlu benim olmam lazım... ama değilim...

biliyorum geçer hepsi, ben yine olurum 32 diş... çabuk geçse, bir kahkaha gelse, bir destek belirse, hiç olmazsa sadece bir saat çok mutlu geçse...




bayram geliyor.. eskiden çok eskiden, daha henüz herkes beraberken... büyük masalar kurulurdu, pastaneden lüks çikolatalar alınırdı, sonunda kavga da olsa güzeldi sanki o günler... ev gezmeleri,aileler filan filan işte...

bazen büyümek çok sıkıcı ve gerçek... biraz süre sonra hayatında mini mini 2 ler bitiyor ve yaramaz 3 ler başlıyor... Çocukken kurduğum hayallerin çok uzağındayım ama sahip olduklarımla mutluyum...
dün bir kadın dergisinde 30 yaşınıza girmeden yapılacak 30 şey adlı bilimsel makaleyi :) okudum. Aldım elime kalemi başladım yaptıklarımı aramaya...

maddelerden biri artık çocuk olmadığınızı kabul edin diyordu: bunu bahane etmenin yersiz olduğunu unutmayın ve sorumluluk almayı öğrenin... bu maddeyi hiç sevmedim, hala oyuncakçılarla ayakkabıcılar eşit gözümde... evet ben topuklu ayakkabılarıyla oyuncakçıya giren hayır yeğenim için değil kendime alıyorum diyen kızım...



gerçekten sizi tatmin eden bir kariyer ve ilişki artık kariyerinizde de ilişkinizde de yere sağlam basmanın ve mutluluğu yakalamanın zamanı geldi yazıyor 14. madde de... ara sıra çok mutluyum ve düzenli olarak seviyorum... bu aralar mutsuz günlerdeyim, bir an önce geçsin, uçsun istiyorum bu anlar....

yaşlandığınızda arkadaşlarınıza ve torunlarınıza anlatacağınız bir kaç çılgın an... sanırım bunlar var.. televizyona çıkmam en heyecanlı anılarımda hala bir numara

30 a sadece bir kaç ay kala, bir hediye geldi bana.. sana seni armağan ediyorum dedi... kendine, ruhuna ve vücuduna bütüne iyi bakmalısın dedi.. detaylar pek yakında bu blogta :)




ben herkes mutlu olsun isterim, bu aralar özellikle de kendim için istiyorum, bir kahkaha bulutu bile yeter dağıtmaya hüznü...

öptüm,bye...